Eğitim- Sen Ayvalık Temsilciliği, Pir Sultan Abdal Derneği ve Ayvalık
Birleşik Haziran Hareketi öncülüğünde düzenlenen boykota CHP İlçe
Başkanı Ahmet Toker, CHP Balıkesir Milletvekili aday adayları Neşe
Zengin İğdır, Filiz Karayelli ve Ziya Eryavuz, Emek Partisi İlçe Başkanı
Ömer Aslan, ADD, ÇYDD, GÜMÇED, Ayvalık Çevre Koruma ve Güzelleştirme
Derneği ile çok sayıda vatandaş destek verdi. Protestoda vatandaşlar,
‘Laik Bilimsel eğitim için ayaktayız, Hani dinde zorlama yoktu?, okullar
mescit olmasın’ yazılı dövizler taşıdı.
19 Şubat 2015 Perşembe
14.Şubat.2015.Cumartesi / Bandırma Gümçed' den "El Ele İnsan Zinciri"ne tam destek...
1/100000 Sanayi planı çerçevesinde Erdek Körfezinde yapılması
düşünülen sanayi yatırımlarının çevreye yapacağı yıkıcı etkiyi
kamuoyunun gündemine getirme ve bilgilendirme çabaları sürüyor.
Bandırma'da BDDİ 'nin başlattığı bilgilendirme toplantıları ,Bandırma
Kent Konseyi ve Erdek Çevre platformunun gerçekleştirdiği forumlardan
sonra Erdek Körfezi Dayanışma Platformu öncülüğünde Eğitim-Sen Bandırma
Şube Başkanı Mustafa Kocataş'ın oluşturduğu Bandırma Çevre Bileşenleri
,BANDAK ,ve Bandırma Gümçed 'in destek verdiği "el ele insan zinciri "
eylemi Erdek'te gerçekleştirildi.
Yoğun katılımın gerçekleştiği eylemden önce Erdek Belediyesinde
gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Belediye Başkanı Hüseyin
Sarı Erdek Körfezini vahşi sanayileşmeye kurban etmeyeceklerini çevrenin
katledilmesi adına rant paylaşımına karşı olduklarını Karadeniz’den
Akdeniz’e kadar çok geniş bir deniz havzasının tek üreme platosu olan
Marmara Denizi’nin mutlaka korunması gerektiğini başta gelişmelerden en
çok zararı görecek olan zeytin üreticileri olmak üzere diğer üretici ve
turizmcileri burada görememekten üzüntü duyduğunu ifade etti.
Bandırma BANDAK çevre derneğinin rehberliğinde Düzler mevkiinde
başlatılan yürüyüşe Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'da katılımda
bulunurken Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza'da eylemcilerle el ele
sevgi zincirine katıldı. Bandırma'dan gelen çevrecilerle Erdek Ali
Haydar Sarı sahil meydanında buluşan çevreci duyarlı vatandaşlar 14
Şubat Sevgililer Günü’nün anlamını da kapsayan sevgi ,dostluk ve
dayanışma zinciri çerçevesinde el ele tutuşarak sahil bandında toplu
yürüyüş gerçekleştirdi.
Bandırma Çevre Yürütme Kurulu ve Erdek Körfezi Dayanışma Platformunun
yanı sıra çok sayıda çevreye duyarlı sol siyasi kimliğin katılımda
bulunup destek verdiği eylem şenlik havasında geçerken Platform
Başkanı Kadir Dadak yaptığı konuşmada sanayicileri yeşilçam
filmlerindeki kötü adama çevreyi de fakir ama güzel kıza benzeterek
kötülerin asla kazanamayacağını buna izin vermeyeceklerini belirtti.
Bandırma ,Edincik ,Erdek ve Kapıdağı’nın geleceğine sahip çıkılmasına
dair diğer konuşmalardan sonra ,oyunlar ve şiirler ve sloganlar
eşliğinde coşkulu bir yürüyüş gerçekleştirilirken katılımcılara Erdek
Platformunca günün anısı adına renkli şemsiyeler dağıtıldı.
Eylem oluşturulan el elel insan zinciriyle yapılan yürüyüşten sonra olaysız dağıldı.
Gazeteci-Yazar Engin Yavuz; Gümçed Edremit Şubesi' ni değerlendirdi...
Böyle olduğu da biline biline, Yine de doldurmaya çalışmak,
Umursamazlar için beyhude bir Gayretkeşlikmiş gibi görülebilir.
Kimilerine de “şeytan taşlamak” Gibi nafile bir şey de gelebilir… İşte
yaygın söylemle “çevrecilik” Denilen şey de, insan soyunun Öncesiz ve
sonrasız var olma Kaynağı olan“Doğal ve kültürel çevre”mizi hep koruma
adına Davranmak, uğraş vermek de, Bu konuya verilebilecek, En
isabetli örnektir. Bu alanda ne yapılırsa da, Sonuçları her zaman
kolayca Alınıp, görülebilinir değil elbet. İlahi sevaplar peşinde
koşup, Ahirete yatırım yapmak gibi!.. Doğa-çevre için koşanlar da,
Modern doğa ve çevre “Dervişler”idir olsa olsa… Güney Marmara
diyebilinen Halihazırdaki yaşam alanımızda, Doğal-kültürel çevreyi
korumak Amaçlı olarak 22 yıl önce 1993’te Kurulan (Güney Marmara Doğal
Ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği) GÜMÇED, özellikle de Edremit
Şubesi’nin hem kurucusu Hem de 22 yıl başında bulunan Sayın Mehmet Akif
Öznal ile Bu alanda 22 yıldır hayranlık Uyandırıcı, sıra dışı bir
çaba ve Emek-özveri sergilemiştir. İflah olmaz “doğal ve kültürel
çevre” duyarlılığını, inanılmaz Bir enerjiye dönüştürerek tepeden
Tırnağa maddi-manevi bir özveri Yumağı gibi salabilen değerli, Bu
alanda da örnek insan, Mehmet Akif Öznal… Bulabildiği en etkili
yollardan Hepimizi ve bütün bir toplumu Uyarma ve uyandırma çabası ile
Mütemadiyen koşuşturup duran Sayın Öznal, “kurşun eritmeye” çağıran
ozan gibi seslenerek “Duyarlı olmak yetmez, müdahale etmeli!” dedi
hep. Mesleğiyle rahata erip bunun Keyfini çıkarmak varken, Mücadeleyi
seçip müdahale eden Sorumlu aydın kişiliğiyle M. Akif Öznal’ı takdir
etmek Elbette vefanın, emeğe saygının Gereğidir. Marifet elbet
iltifata Tabidir; ancak durum bunun Çok üstünde ve ötesindedir.
GÜMÇED’de Öznal dönemi, Kendi isteğiyle sona ermiştir. Bayrağı, yine bir
doğa-çevre Keşişi bilinen Bora Coşkun’a Gönül rahatlığı ile
devretmiştir. Buradan Sayın Öznal’a uğurlar; Sayın Bora Coşkun’a
başarılar. GÜMÇED’lilere de selamlar…
Etiketler:
adnan önürmen,
bora coşkun,
engin yavuz,
gümçed,
gümçed edremit,
körfez star gazetesi,
m.akif öznal
10.Şubat.2015.Salı / Bandırma' da Gümçed & Tükoder Güçbirliği
Kurulduğu 1990 yılından bu yana Güney Marmara Bölgesi’nin çevresel
ve kültürel gelişimine katkı sağlamakla birlikte yaşadığımız çevrenin
korunmasına yönelik etkili mücadeleler sergileyen Güney Marmara Doğal ve
Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (Gümçed), 20 yıldır başta Bursa olmak
üzere Çanakkale, Balıkesir, Yalova ve Bilecik il ve ilçelerindeki
şubeleriyle çalışmalarını sürdürmekte. Uzun bir süredir Bandırma ayağı
eksik olan derneğin yeniden kurulmasından sonra yoğun katılımlar
gözlenmekte..
Bandırma Tükoder 'in daveti üzerine gerçekleştirilen buluşmada Bandırma
Tükoder Başkanı Hasan Çetiner "Gümçed, 20 yıldır çevreye ve kültürüne
duyarlı bir sivil toplum örgütü olarak yapmış olduğu mücadelesinde örnek
gösterilecek başarılara imza atmakta ve kamuoyunun takdirini
kazanmaktadır bu nedenle derneğin yeniden faal olarak hayata geçmesi
Bandırma'nın acil ihtiyacı olarak büyük bir boşluğu dolduracaktır
Bandırma Tukoder olarak halkın çektiği sıkıntıları gidermek
bilinçlendirmek adına ortak hareket etmekten mutluluk duyacağız " dedi.
Buluşma da taraflarca Bandırma ile ilgili çevre ve tüketici sorunları
çözümleri ve halkın bilinçlendirilmesine yönelik çabalarda işbirliğine
gidilmesi yönünde görüş birliğine varılırken daha sonra Bandırma Gümçed
Kurucu Başkanı Gültekin Mutlu'nun daveti üzerine Bandırma Tüketiciler
Dernek Başkanı Hasan Çetiner ve yönetim kurulu üyeleri Bandırma Gümçed
üye formlarını imzalayarak derneğe üyelik başvurusunu
gerçekleştirdiler.
Etiketler:
adnan önürmen,
bandırma,
bandırma gümçed,
gültekin mutlu,
gümçed,
hasan çetiner,
tükoder
4.Şubat.2015.Çarşamba / Gazeteci-Yazar Engin Arıcan, "Erdek Körfezi Dayanışma Platformu" değerlendirdi...
Gazeteci-Yazar Engin Arıcan,BAÇEP-GÜMÇED ve 'Erdek Körfezi Dayanışma Platformu' oluşumunu değerlendirdi.
1/100 binlik çevre düzen planının Çevre ve Şehirdcilik Bakanlığı tarafından kabulü ve itiraz sürecinin de resmi olarak tamamlanması sonrasında, daha önce de dikkat çektiğimiz gibi, Bandırma ve Erdek de planla ilgili çevrecilik eksenli kıpırdanışlar yaşanmaya başladı.
Bandırma Çevre Platformu (BAÇEP)-GÜMÇED açısından ise farklı bir durum var. Çünkü, BAÇEP ve GÜMÇED planla ilgili ilk günden bugüne konuyu takip etti ve tepkilerini, uyarılarını gücü oranında kamuoyuna taşıdı.
Bu yazımızda özellikle son günlerde Ocaklar-Erdek merkezli gelişen ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’ konusuna ve Platformun yayınladığı 3 sayfalık arkalı önlü bilgilendirme notlarına sırasıyla, madde madde değineceğiz.
1.si,coğrafi ve fiziki olarak Bandırma’yı Kapıdağ ve Erdek’ten keza Kapıdağ ile Erdek’i de Bandırma’dan soyutlayabilmek , ayrı düşünebilmek mümkün değil. Tam, tersi, Bandırma’nın sosyo ekonomik açıdan gittikçe gelişen kent kimliği, artan nüfusu ve ticareti Kapıdağ özelinde özellikle Erdek’i adeta Bandırma’nın bir mahallesi konumuna taşımakta; Kapıdağ’daki yerleşim yerleri ve Erdek, Bandırma’nın bir banliyösü gibi kent ile gün geçtikçe çok yönlü hızla içselleşmektedir.
Bu, kentsel entegrasyon kişilerin yada yerel yöneticiler ile siyasetçilerin öznel niyetlerinden bağımsız nesnel bir durumdur. O nedenle, geçmiş yıllarda, yerel yöneticiler ve siyasetçilerden kaynaklanan ilçeler arası rekabetçi anlayışların, gerilimlerin, çatışmacı anlayışların hiçbir hükmü ve nesnel temeli bulunmamaktadır.
2.si, bölgede yaşanan Bandırma merkezli entegrasyonda dikkat edilmesi gereken, her yerleşim yerinin coğrafi özelliklerinin ve zenginliklerinin gözetilip, her yerleşim alanının toplumsal ve ekonomik gelişme dinamiklerinin, tarihsel ve kültürel mirasının da hesaba katılmasıdır.
Bandırma merkezli bölgesel entegrasyon Erdek özelinde Kapıdağı olumsuz etkilememeli ve Kapıdağ’ daki yaşamı gözetmeli; Kapıdağ sahip olduğu doğal güzellikler, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ülke, bölge ve kent ekonomisine, sosyal yaşamına kendi rengini ve zenginliğini yansıtabilmelidir.
3.sü, Güney Marmara’nın merkez odağında bulunan Bandırma ile çevresel etkileşim içersinde bulunduğu ve hızla entegre olduğu Erdek özelinde Kapıdağ da, çevresel faktörler ve sorunlar farklıdır.
Örneğin; Bandırma bir sanayi ve ticaret kenti olarak, kentsel kimliğini hızla olgunlaştırır ve bunun sorunlarını yaşarken, Erdek yerleşkesinin yüzü özellikle deniz turizmine ve tarıma dönüktür.
Ki, bu bile kendi içinde farklı ve çok yönlü sorunlar taşımaktadır. Çünkü, Erdek, bugün, turizmi denizle sınırlı kılmanın, Kapıdağ gerçeğini yıllardır algılayamamanın, sahip olduğu tarihsel ve kültürel zenginliği fark edememenin sıkıntılarını yaşamaktadır.
4.sü, BAÇEP ve GÜMÇED, geçmiş yıllarda, bu amaçla, Kapıdağ’ın Milli Park Alanı ilan edilmesi; yerleşkelerin katı atık sorunu ve özellikle Erdek’te atık su tesisinin acilen yapılması; tarihsel ve kültürel mirasa sahip çıkılması yönünde bir dizi girişimde bulunduğu gibi Kapıdağın Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak yasal statüsünün ısrarla gözetilmesini de kamuoyunda ve bulunduğu her ortamda savundu. Katı atık tesisi, Bandırma merkezli Katı Atık Birliği’nin kurulması nedeniyle tali bir talep haline gelirken, proje konusunda Bandırma Belediyesi’nin ilgisizliği, şevksizlik ve takipsizliği projeyi dumura uğrattı.
BAÇEP ve GÜMÇED; iki temel konuda ısrarcı oldu: Erdek Belediyesi, acilen atık su tesislerini(kimyasal-biyolojik) yapmalı…Kapıdağ Yaban Hayatını Koruma Sahası acilen gereği gibi korunmalı…Ne yazık ki, her iki konuda da gereken mesafe kadedilemedi. Yıllardır Erdek, adeta kendi pisliğinde kulaç atmaktadır. Kapıdağ da yaban hayatın korunması açısından ise, tam bir aymazlık söz konusudur.
5.si,Kapıdağ ve Erdek, 1/100 binlik çevre düzen planı ile tanışmadan Erdek ve Kapıdağın Turizm Bölgesi kapsamına alınması ve Çevre Planı ile tanıştı.Kapıdağ özelinde Erdek’te ne Turizm Bölgesi ne de çevre planı konusunda ciddi en küçük bir kıpırtı, sürece müdahale çabası kamuoyunun gündemine gelmedi. İl Genel Meclisi’nde planın ayrıntıları şekillendirilirken, İGM üyeleri ve siyasi partiler adeta süreci izlemekle yetindi. Plan, ne yerel yönetimler ne de kamuoyu nezdinde hemen hiçbir platformda konuşulup, ciddi ve bilimsel açıdan tartışılmadı. Erdek ya da Kapıdağ’ın Turizm Bölgesi kapsamına alınmış olmasının ne anlam ifade ettiği aynı şekilde yerel yönetimler ve kamuoyunda sorgulanmadı. Bu sürece, Erdek Turizm Yüksek Okulunun akademik katkısı bile bir iki toplantı dışında gerçekleştirilemedi.
Kapıdağın, çevre planı kapsamında parsellenmesi sadece izlendi. Bilenler ise rant kaygılarıyla sesini çıkartmadı ya da rantın bir şekilde ortağı oldu. Denizi ve kıyıları 45 günlük yaz turizmi için hoyratça kullanan, kıyıları ölçüsüzce imara açıp rant peşinde koşanlar; ne deniz florasıyla ne Kapıdağ florasıyla ne de doğal yaşamıyla ilgilendi. Doğal yaşam rant uğruna bilinçsizce daraltılıp, budanıp, yağmalanırken tarihi ve kültürel zenginliklerin korunması çabası da cılız kaldı. Bir Kirazlı Manastırı bile gerekli ilgiyi göremedi. Zeytinli Ada kazılarının ve Adanın, Türkiye’nin ilk Arkeolojik Park Alanı olmasının önemi kavranamadı. Hadrianus kazı çalışmalarının sezonluk bir çalışmaya indirgenmesine yıllarca göz yumuldu. Örneğin, Erdek ve çevresindeki yerleşkelerde uygulanan 18 İmar uygulamasında ihale sürecinden başlayarak yaşanan rezillik, rant paylaşımları ısrarla hasır altı edildi, gizlendi ve utanmazca sürdürüldü.
6.sı, Kapıdağ ve Erdek nezdinde yaşanan tüm bu olumsuzlukların rezillik boyutuna taşınmasının kuşkusuz nedenleri çok. BAÇEP ve GÜMÇED’e göre,bunun en önemli nedenlerinin başında Kapıdağ ve Erdek özelinde toplumsal yapı ve entelektüel yaşam ve demokrasi sorunu gelmektedir. Sosyo-ekonomik ve kültürel, vb, gelişkinlikler açısından Bandırma nasıl ki, Güney Marmara’nın odağını teşkil ediyorsa, Kapıdağ için de gelişkinlik kriterlerine göre Erdek önceliklidir. Büyükşehir yasası kapsamında Kapıdağ’daki tüm yerleşkelerin Erdek’e bağlanması bunun somut göstergesidir.
Ancak, Erdek’te dün olduğu gibi bugünde bütüncül bir anlayış söz konusu değildir. İdari ve siyasi yöneticiler,Kapıdağ bütününü tarihsel bütünlüğü ve devamlılığı içinde bilim ve aklı rehber kılarak, nasıl bir zenginliğin üzerinde yaşadıklarını ve bunun nasıl ve hangi yöntemlerle korunarak, geleceğe taşınacağı konusunda ciddi bir düşünsel fukaralık içindedir. Kapıdağın ve Erdek’in zengin entelektüel birikimi özellikle idari ve siyasi yerel yöneticiler tarafından yok kabul edilmiş, örselenmiş, dışlanmış, önemsizleştirilmiştir.
Örneğin, Reşit Mazhar Ertüzün gibi entelektüel değerlerinin gerçek anlamda hiçbir zaman önemini anlayamamış, kavrayamamış ya da bir şekilde yaşamlarında bu ve benzer isimleri tırpanlamış Kapıdağ ve Erdek, bir anlamda, bu oligarşik yapı nedeniyle Kapıdağın entelektüel ruhunu çalmış, yok etmiştir.
7.si,yukarıda ifade ettiğimiz bu oligarşik yapı nedeniyle, Kapıdağ ve Erdek özelinde şekillenmiş bu çarpık ve kadük siyasi ve sosyal yaşamın, her türlü siyasi ve kişisel kaygıdan uzak, kişisel ya da mevkisel rant hesaplarının, kısır çekişmelerin dışında gelişmesi bir kentsel ve bölgesel demokrasi sorunudur. Kapıdağ ve Erdek’in çevresel sorunları başta olmak üzere yaşadığı çok yönlü sorunları aşmasının temel yolu, demokrasinin tüm yönleriyle gelişmesi, güçlendirilmesinden geçmektedir. Toplumun kendi yaşadığı coğrafyaya, kente sahip çıkması, koruması, mevcudu geleceğe taşıyabilmesi, yurttaşlık bilinciyle toplumsal yaşamda etkin rol alabilmesi ancak demokrasiyle mümkündür. Bu niteliğiyle, Kapıdağ ve Erdek’te çevre ve toplum aktivistleri sadece doğal, tarihsel ve kültürel yaşama sahip çıkmayı, gözetmeyi ve geleceğe taşıma misyonunu demokrasi sorunuyla ilişkilendirebildikleri sürece somut adımlar atabilirler.
BAÇEP, bunun somut ifadesinin Kapıdağ genelinde tüm ilişkilerin demokratikleşmesinden, tüm sorunların demokratik bir anlayışla ve zeminde çözümlenmesinden geçtiğine inanmaktadır. Bunun da somut yolu; Kapıdağ ve Erdek özelinde başta yerel yönetim olmak üzere mahalle muhtarlıklarının, meslek odaları ve derneklerinin,kooperatiflerin yani Kent Konseyi bileşenlerinin demokratik bir anlayış ve işleve sahip olması ve güçlendirilmeleriyle mümkündür. Kapıdağ ve Erdek, ekonomik ve sosyal yaşamın demokratik bir anlayışla örgütlendirilmesi konusunda zayıf ve cılızdır.
8.si, Kapıdağ geneli ve Erdek nezdinde bugüne kadar tarihsel bağlamda yapılmış entelektüel çalışmalar genel olarak rahmetli Reşit mazhar Ertüzün ile Zeytinliada ve Hadrianus kazı çalışmalarını yürüten hocaların akademik çalışmalarıyla sınırlıdır.Bu çalışmalar da antik dönem ve özellikle Roma-Bizans dönemi üzerinde yoğunlaşmış olan çalışmalardır. Bizans sonrası özellikle Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi üzerine yapılmış bilimsel ve edebi çalışmaların sınırlılığı ortadadır. Tarihsel ve kültürel akademik ya da edebi çalışmaların yanı sıra Kapıdağ ile ilgili ekonomik, sosyolojik, demografik, doğal yaşam, bitki örtüsü, vb. konularda da yapılmış akademik ve edebi çalışmalar oldukça sınırlı.Mevcut akademik ve edebi çalışmaların derlenmesi, Cumhuriyet öncesi ve sonrasına yönelik akademik ve edebi çalışmaların teşvik edilip, desteklenmesi; Kapıdağ ile ilgili arşiv ve envanter çalışmalarının gerçekleştirilmesi başta Erdek Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilmesi gerekli çalışmalardır. Kent belleği oluşturulmalı, Kent Doğa, Tarih ve Kültür Müzesi yaratılmalıdır.
9.su, öncelikle Erdek kentsel kimliğini olgunlaştırmalı ve kentsel tercihini akli ve bilimsel açıdan somut olarak ortaya koyabilmelidir. Erdek bir tarih, kültür, kongre, inanç, deniz, dağcılık turizm ve tarım kenti olarak doğal yapısını ve yaşamını koruyarak gelişecek ise bunun gerekliliklerini ilgili kurumlarla alt yapısını oluşturmalı; yönünü tayin ederek önceliklerine göre gerekli adımları atmalı ve bunu Kapıdağ ve Erdek halkına rağmen değil, halkla paylaşarak ve içselleşerek yapmalıdır. Ben yaptım-oldu anlayışı yanı sıra Erdek’in yıllardır baş belası olan, siyaseten ya da kişisel makam-mevki hırsı, çıkarı için adam kayırmacılık dönemi son bulmalıdır.
10.su,Bandırma ve Kapıdağ geneli yanında Erdek özelinde yaşanan ekolojik sorunlar ilişkili olmakla birlikte türdeş değildir. Öncelikle her yerleşkenin kentsel kimlikleri ve tercihleri farklıdır.
BAÇEP,bu nedenle, ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’nun oluşumunu ve faaliyetlerini olumlamakla birlikte, oluşumun sanayi karşıtı bir anlayışla varlığını ve duruşunu, Bandırma’ya dayatmaya çalışmasını rasyonel görmemekte, bu anlayış ve duruşun,Bandırma ve bölgesel gerçekliğin kavranmasında, anlaşılmasında farklı sorunlara yol açacağına dikkat çekmektedir.
Kapıdağ ve Erdek’in sanayiye ve özellikle ağır sanayi yatırımlarına kapalı bir alan olması BAÇEP’in de anlayış ve faaliyet bazında önceliğidir. Tarıma ve balıkçılığa dayalı küçük ve orta işletmelerin gerekli koruyucu önlemler titizlikle ve katı biçimde alınarak teşviki sağlanabilir. Kooperatifçilik geliştirilebilinir.
BAÇEP; bölge özelliklerinin ve gerçekliğinin gözetilerek, Bandırma ve Erdek Çevre Platformlarının oluşumlarının doğallığına ve nesnelliğine vurgu yaparak, her iki demokratik oluşumun da doğa ve insan sağlığını gözetme noktasında paydaş olduklarını kabul eder. Her çevreci oluşum, kendi etkinlik alanında, kendi gerçekliğine uygun olarak, kendi dinamiklerine uygun hareket edecek, ilişkilerini karşılıklı saygı ve demokratik diyalog içersinde siyaset üstü bir anlayışla sürdürecektir.
O nedenle BAÇEP, bu anlayışla, ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’nu oluşturan çevre aktivistlerini ve kurumları içtenlikle selamlar, çalışmalarında başarılar diler, hepsini sevgiyle kucaklar.
11.si, BAÇEP ile ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’nun temel ayraçlarından birisi Erdek’te oluşumun ana ekseninin 1/ 100 binlik çevre planı ve özellikle Erdek Körfezinde yaratacağı(deniz ve hava kirliliği gibi) olumsuz sonuçlara yöneliktir.
Öncelikle belirtelim ki, BAÇEP ve GÜMÇED’in dışında 1/100 binlik planın hazırlanış süreci, aşamaları konusunda bugüne kadar Erdek ve Bandırma Belediyeleri dahil olmak üzere, yerel iktidar partileri, temsilcileri bu süreci suskunlukla hatta yaşananları Meclislerinden ve halktan gizleyerek bugüne gelindi.
Erdek Körfezi’ne dönük ilk sanayileşme adımına da Edincik altında EnerjiSA Doğalgaz enerji santrali inşaa aşaması dahil olmak üzere ilk kez BAÇEP ve GÜMÇED, çevresel endişelerini ortaya koyarak kamuoyuyla paylaştı. Erdek dahil, kimseden ‘tık’ çıkmadı.!BAÇEP ve GÜMÇED de, termik santral konusu daha yakıcı bsir sorun olduğu için refleksini pasif kıldı.
Keza, Şirinçavuş köyü mevkiinde termik santral konusunda da BAÇEP ve GÜMÇED, paydaşlarıyla birlikte ilk tepkileri ören oldu ve yatırım kararı gelişen tepkilerle durduruldu.
Edincik altında Belkız mevkiine Ro-Ro taşımacılığı için liman yapımına da ilk tepkiyi ÇED toplantısında BAÇEP ve GÜMÇED verdi.
BAÇEP’in bu bölgesel ve kentsel çevresel faaliyetleri sanayi karşıtlığı üzerinde şekillenmedi. BAÇEP; 1/100 binlik çevre düzen planının ihale edilmesinden hazırlanışına ve onayına kadar bir çok eksiklik ve yanlışlığa dikkat çekti. Ancak, BAÇEP; planlamaya karşı çıkmadığı gibi bu konuda devlet ve siyasal iktidarların geç bile kaldığına, 1/100 binlik çevre düzen planının tamamlanması sonrası 1/25 binlik ve diğer ölçekli planların hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Çünkü, BAÇEP, ekonomik ve sosyal gelişmenin, kentleşmenin plansız gerçekleşmesi tarafı olmadığı gibi tüm bu çalışmaların doğa ve insan unsurunun olayın merkezine konularak gerçekleştirilmesinin tarafıdır.
12.si, BAÇEP ve GÜMÇED, 1/100 binlik çevre düzen planıyla ilgili gelişmeleri ve yaşananları, salt Ak Parti iktidarı ile ilgili görme yanlışına düşerek, olayı bu eksende değerlendirme kolaycılığına düşerek, çevre konusunu oy devşirme aracı olarak görenlerin,halkı aldattıklarına dikkat çekiyor. Çünkü, küresel ekonomik yapılanma kapsamında kapitalizmin sanayileşme yönünde yeniden reorganize edilmesinin bugünün konusu ve sorunu olmadığının bilinciyle, ülke coğrafyasının bu amaçla yatırımlar için planlanmasının Ak Parti iktidarı ile başlamadığını görüyor.
Sanayileşmede, vahşi kapitalizmin gemlenmesi, kapitalizmin ekonomik gelişmesinde sosyal yön yanı sıra doğa ve insan unsurunun ve sağlığının gözetilmesini temel sorun olarak öne çıkarırken; küresel sermayenin ve emperyalizmin, gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmelerini engelleme yönünde başta çevreciliği felsefi ve ideolojik bir argüman olarak kullanma yeltenişine de karşı duran BAÇEP, kapitalist üretim güçlerinin ve ilişkilerinin gelişip, güçlendirilmesini kendi tarihsel ve toplumsal evriminde kaçınılmaz görüyor. Tarihsel ve toplumsal ilerlemenin, yürüyüşün sonucunu ve kaderini yine insanlık belirleyecektir. Kuşkusuz, toplum ve çevre aktivistleri, bu süreci edilgen bir anlayışla ve tutumla, kaderci bir anlayışla izlemeyecek, tarihsel ve toplumsal sorumlulukları doğrultusunda, sahip oldukları felsefi ve ideolojik anlayışları ne ise, gereğini yerine getireceklerdir.
Burada önemli olan şudur: BAÇEP, bir siyasi oluşum ya da parti değil, siyaset üstü demokratik, gönüllülük temelinde oluşmuş sivil bir insiyatif çevre ve yurttaşlık hareketidir. Doğaya ve insana yabancı olmayan hiçbir şey, BAÇEP’e de yabancı değildir. Doğaya ve insana ait hiçbir şeyi, farklı amaç ve çıkarlar için maskeleme çabası içersine girmez, bu tür yeltenişleri red eder. Her türlü ütopyaya saygı duyar ama realisttir!
Sevgiyle kalın…
1/100 binlik çevre düzen planının Çevre ve Şehirdcilik Bakanlığı tarafından kabulü ve itiraz sürecinin de resmi olarak tamamlanması sonrasında, daha önce de dikkat çektiğimiz gibi, Bandırma ve Erdek de planla ilgili çevrecilik eksenli kıpırdanışlar yaşanmaya başladı.
Bandırma Çevre Platformu (BAÇEP)-GÜMÇED açısından ise farklı bir durum var. Çünkü, BAÇEP ve GÜMÇED planla ilgili ilk günden bugüne konuyu takip etti ve tepkilerini, uyarılarını gücü oranında kamuoyuna taşıdı.
Bu yazımızda özellikle son günlerde Ocaklar-Erdek merkezli gelişen ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’ konusuna ve Platformun yayınladığı 3 sayfalık arkalı önlü bilgilendirme notlarına sırasıyla, madde madde değineceğiz.
1.si,coğrafi ve fiziki olarak Bandırma’yı Kapıdağ ve Erdek’ten keza Kapıdağ ile Erdek’i de Bandırma’dan soyutlayabilmek , ayrı düşünebilmek mümkün değil. Tam, tersi, Bandırma’nın sosyo ekonomik açıdan gittikçe gelişen kent kimliği, artan nüfusu ve ticareti Kapıdağ özelinde özellikle Erdek’i adeta Bandırma’nın bir mahallesi konumuna taşımakta; Kapıdağ’daki yerleşim yerleri ve Erdek, Bandırma’nın bir banliyösü gibi kent ile gün geçtikçe çok yönlü hızla içselleşmektedir.
Bu, kentsel entegrasyon kişilerin yada yerel yöneticiler ile siyasetçilerin öznel niyetlerinden bağımsız nesnel bir durumdur. O nedenle, geçmiş yıllarda, yerel yöneticiler ve siyasetçilerden kaynaklanan ilçeler arası rekabetçi anlayışların, gerilimlerin, çatışmacı anlayışların hiçbir hükmü ve nesnel temeli bulunmamaktadır.
2.si, bölgede yaşanan Bandırma merkezli entegrasyonda dikkat edilmesi gereken, her yerleşim yerinin coğrafi özelliklerinin ve zenginliklerinin gözetilip, her yerleşim alanının toplumsal ve ekonomik gelişme dinamiklerinin, tarihsel ve kültürel mirasının da hesaba katılmasıdır.
Bandırma merkezli bölgesel entegrasyon Erdek özelinde Kapıdağı olumsuz etkilememeli ve Kapıdağ’ daki yaşamı gözetmeli; Kapıdağ sahip olduğu doğal güzellikler, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ülke, bölge ve kent ekonomisine, sosyal yaşamına kendi rengini ve zenginliğini yansıtabilmelidir.
3.sü, Güney Marmara’nın merkez odağında bulunan Bandırma ile çevresel etkileşim içersinde bulunduğu ve hızla entegre olduğu Erdek özelinde Kapıdağ da, çevresel faktörler ve sorunlar farklıdır.
Örneğin; Bandırma bir sanayi ve ticaret kenti olarak, kentsel kimliğini hızla olgunlaştırır ve bunun sorunlarını yaşarken, Erdek yerleşkesinin yüzü özellikle deniz turizmine ve tarıma dönüktür.
Ki, bu bile kendi içinde farklı ve çok yönlü sorunlar taşımaktadır. Çünkü, Erdek, bugün, turizmi denizle sınırlı kılmanın, Kapıdağ gerçeğini yıllardır algılayamamanın, sahip olduğu tarihsel ve kültürel zenginliği fark edememenin sıkıntılarını yaşamaktadır.
4.sü, BAÇEP ve GÜMÇED, geçmiş yıllarda, bu amaçla, Kapıdağ’ın Milli Park Alanı ilan edilmesi; yerleşkelerin katı atık sorunu ve özellikle Erdek’te atık su tesisinin acilen yapılması; tarihsel ve kültürel mirasa sahip çıkılması yönünde bir dizi girişimde bulunduğu gibi Kapıdağın Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak yasal statüsünün ısrarla gözetilmesini de kamuoyunda ve bulunduğu her ortamda savundu. Katı atık tesisi, Bandırma merkezli Katı Atık Birliği’nin kurulması nedeniyle tali bir talep haline gelirken, proje konusunda Bandırma Belediyesi’nin ilgisizliği, şevksizlik ve takipsizliği projeyi dumura uğrattı.
BAÇEP ve GÜMÇED; iki temel konuda ısrarcı oldu: Erdek Belediyesi, acilen atık su tesislerini(kimyasal-biyolojik) yapmalı…Kapıdağ Yaban Hayatını Koruma Sahası acilen gereği gibi korunmalı…Ne yazık ki, her iki konuda da gereken mesafe kadedilemedi. Yıllardır Erdek, adeta kendi pisliğinde kulaç atmaktadır. Kapıdağ da yaban hayatın korunması açısından ise, tam bir aymazlık söz konusudur.
5.si,Kapıdağ ve Erdek, 1/100 binlik çevre düzen planı ile tanışmadan Erdek ve Kapıdağın Turizm Bölgesi kapsamına alınması ve Çevre Planı ile tanıştı.Kapıdağ özelinde Erdek’te ne Turizm Bölgesi ne de çevre planı konusunda ciddi en küçük bir kıpırtı, sürece müdahale çabası kamuoyunun gündemine gelmedi. İl Genel Meclisi’nde planın ayrıntıları şekillendirilirken, İGM üyeleri ve siyasi partiler adeta süreci izlemekle yetindi. Plan, ne yerel yönetimler ne de kamuoyu nezdinde hemen hiçbir platformda konuşulup, ciddi ve bilimsel açıdan tartışılmadı. Erdek ya da Kapıdağ’ın Turizm Bölgesi kapsamına alınmış olmasının ne anlam ifade ettiği aynı şekilde yerel yönetimler ve kamuoyunda sorgulanmadı. Bu sürece, Erdek Turizm Yüksek Okulunun akademik katkısı bile bir iki toplantı dışında gerçekleştirilemedi.
Kapıdağın, çevre planı kapsamında parsellenmesi sadece izlendi. Bilenler ise rant kaygılarıyla sesini çıkartmadı ya da rantın bir şekilde ortağı oldu. Denizi ve kıyıları 45 günlük yaz turizmi için hoyratça kullanan, kıyıları ölçüsüzce imara açıp rant peşinde koşanlar; ne deniz florasıyla ne Kapıdağ florasıyla ne de doğal yaşamıyla ilgilendi. Doğal yaşam rant uğruna bilinçsizce daraltılıp, budanıp, yağmalanırken tarihi ve kültürel zenginliklerin korunması çabası da cılız kaldı. Bir Kirazlı Manastırı bile gerekli ilgiyi göremedi. Zeytinli Ada kazılarının ve Adanın, Türkiye’nin ilk Arkeolojik Park Alanı olmasının önemi kavranamadı. Hadrianus kazı çalışmalarının sezonluk bir çalışmaya indirgenmesine yıllarca göz yumuldu. Örneğin, Erdek ve çevresindeki yerleşkelerde uygulanan 18 İmar uygulamasında ihale sürecinden başlayarak yaşanan rezillik, rant paylaşımları ısrarla hasır altı edildi, gizlendi ve utanmazca sürdürüldü.
6.sı, Kapıdağ ve Erdek nezdinde yaşanan tüm bu olumsuzlukların rezillik boyutuna taşınmasının kuşkusuz nedenleri çok. BAÇEP ve GÜMÇED’e göre,bunun en önemli nedenlerinin başında Kapıdağ ve Erdek özelinde toplumsal yapı ve entelektüel yaşam ve demokrasi sorunu gelmektedir. Sosyo-ekonomik ve kültürel, vb, gelişkinlikler açısından Bandırma nasıl ki, Güney Marmara’nın odağını teşkil ediyorsa, Kapıdağ için de gelişkinlik kriterlerine göre Erdek önceliklidir. Büyükşehir yasası kapsamında Kapıdağ’daki tüm yerleşkelerin Erdek’e bağlanması bunun somut göstergesidir.
Ancak, Erdek’te dün olduğu gibi bugünde bütüncül bir anlayış söz konusu değildir. İdari ve siyasi yöneticiler,Kapıdağ bütününü tarihsel bütünlüğü ve devamlılığı içinde bilim ve aklı rehber kılarak, nasıl bir zenginliğin üzerinde yaşadıklarını ve bunun nasıl ve hangi yöntemlerle korunarak, geleceğe taşınacağı konusunda ciddi bir düşünsel fukaralık içindedir. Kapıdağın ve Erdek’in zengin entelektüel birikimi özellikle idari ve siyasi yerel yöneticiler tarafından yok kabul edilmiş, örselenmiş, dışlanmış, önemsizleştirilmiştir.
Örneğin, Reşit Mazhar Ertüzün gibi entelektüel değerlerinin gerçek anlamda hiçbir zaman önemini anlayamamış, kavrayamamış ya da bir şekilde yaşamlarında bu ve benzer isimleri tırpanlamış Kapıdağ ve Erdek, bir anlamda, bu oligarşik yapı nedeniyle Kapıdağın entelektüel ruhunu çalmış, yok etmiştir.
7.si,yukarıda ifade ettiğimiz bu oligarşik yapı nedeniyle, Kapıdağ ve Erdek özelinde şekillenmiş bu çarpık ve kadük siyasi ve sosyal yaşamın, her türlü siyasi ve kişisel kaygıdan uzak, kişisel ya da mevkisel rant hesaplarının, kısır çekişmelerin dışında gelişmesi bir kentsel ve bölgesel demokrasi sorunudur. Kapıdağ ve Erdek’in çevresel sorunları başta olmak üzere yaşadığı çok yönlü sorunları aşmasının temel yolu, demokrasinin tüm yönleriyle gelişmesi, güçlendirilmesinden geçmektedir. Toplumun kendi yaşadığı coğrafyaya, kente sahip çıkması, koruması, mevcudu geleceğe taşıyabilmesi, yurttaşlık bilinciyle toplumsal yaşamda etkin rol alabilmesi ancak demokrasiyle mümkündür. Bu niteliğiyle, Kapıdağ ve Erdek’te çevre ve toplum aktivistleri sadece doğal, tarihsel ve kültürel yaşama sahip çıkmayı, gözetmeyi ve geleceğe taşıma misyonunu demokrasi sorunuyla ilişkilendirebildikleri sürece somut adımlar atabilirler.
BAÇEP, bunun somut ifadesinin Kapıdağ genelinde tüm ilişkilerin demokratikleşmesinden, tüm sorunların demokratik bir anlayışla ve zeminde çözümlenmesinden geçtiğine inanmaktadır. Bunun da somut yolu; Kapıdağ ve Erdek özelinde başta yerel yönetim olmak üzere mahalle muhtarlıklarının, meslek odaları ve derneklerinin,kooperatiflerin yani Kent Konseyi bileşenlerinin demokratik bir anlayış ve işleve sahip olması ve güçlendirilmeleriyle mümkündür. Kapıdağ ve Erdek, ekonomik ve sosyal yaşamın demokratik bir anlayışla örgütlendirilmesi konusunda zayıf ve cılızdır.
8.si, Kapıdağ geneli ve Erdek nezdinde bugüne kadar tarihsel bağlamda yapılmış entelektüel çalışmalar genel olarak rahmetli Reşit mazhar Ertüzün ile Zeytinliada ve Hadrianus kazı çalışmalarını yürüten hocaların akademik çalışmalarıyla sınırlıdır.Bu çalışmalar da antik dönem ve özellikle Roma-Bizans dönemi üzerinde yoğunlaşmış olan çalışmalardır. Bizans sonrası özellikle Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi üzerine yapılmış bilimsel ve edebi çalışmaların sınırlılığı ortadadır. Tarihsel ve kültürel akademik ya da edebi çalışmaların yanı sıra Kapıdağ ile ilgili ekonomik, sosyolojik, demografik, doğal yaşam, bitki örtüsü, vb. konularda da yapılmış akademik ve edebi çalışmalar oldukça sınırlı.Mevcut akademik ve edebi çalışmaların derlenmesi, Cumhuriyet öncesi ve sonrasına yönelik akademik ve edebi çalışmaların teşvik edilip, desteklenmesi; Kapıdağ ile ilgili arşiv ve envanter çalışmalarının gerçekleştirilmesi başta Erdek Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilmesi gerekli çalışmalardır. Kent belleği oluşturulmalı, Kent Doğa, Tarih ve Kültür Müzesi yaratılmalıdır.
9.su, öncelikle Erdek kentsel kimliğini olgunlaştırmalı ve kentsel tercihini akli ve bilimsel açıdan somut olarak ortaya koyabilmelidir. Erdek bir tarih, kültür, kongre, inanç, deniz, dağcılık turizm ve tarım kenti olarak doğal yapısını ve yaşamını koruyarak gelişecek ise bunun gerekliliklerini ilgili kurumlarla alt yapısını oluşturmalı; yönünü tayin ederek önceliklerine göre gerekli adımları atmalı ve bunu Kapıdağ ve Erdek halkına rağmen değil, halkla paylaşarak ve içselleşerek yapmalıdır. Ben yaptım-oldu anlayışı yanı sıra Erdek’in yıllardır baş belası olan, siyaseten ya da kişisel makam-mevki hırsı, çıkarı için adam kayırmacılık dönemi son bulmalıdır.
10.su,Bandırma ve Kapıdağ geneli yanında Erdek özelinde yaşanan ekolojik sorunlar ilişkili olmakla birlikte türdeş değildir. Öncelikle her yerleşkenin kentsel kimlikleri ve tercihleri farklıdır.
BAÇEP,bu nedenle, ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’nun oluşumunu ve faaliyetlerini olumlamakla birlikte, oluşumun sanayi karşıtı bir anlayışla varlığını ve duruşunu, Bandırma’ya dayatmaya çalışmasını rasyonel görmemekte, bu anlayış ve duruşun,Bandırma ve bölgesel gerçekliğin kavranmasında, anlaşılmasında farklı sorunlara yol açacağına dikkat çekmektedir.
Kapıdağ ve Erdek’in sanayiye ve özellikle ağır sanayi yatırımlarına kapalı bir alan olması BAÇEP’in de anlayış ve faaliyet bazında önceliğidir. Tarıma ve balıkçılığa dayalı küçük ve orta işletmelerin gerekli koruyucu önlemler titizlikle ve katı biçimde alınarak teşviki sağlanabilir. Kooperatifçilik geliştirilebilinir.
BAÇEP; bölge özelliklerinin ve gerçekliğinin gözetilerek, Bandırma ve Erdek Çevre Platformlarının oluşumlarının doğallığına ve nesnelliğine vurgu yaparak, her iki demokratik oluşumun da doğa ve insan sağlığını gözetme noktasında paydaş olduklarını kabul eder. Her çevreci oluşum, kendi etkinlik alanında, kendi gerçekliğine uygun olarak, kendi dinamiklerine uygun hareket edecek, ilişkilerini karşılıklı saygı ve demokratik diyalog içersinde siyaset üstü bir anlayışla sürdürecektir.
O nedenle BAÇEP, bu anlayışla, ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’nu oluşturan çevre aktivistlerini ve kurumları içtenlikle selamlar, çalışmalarında başarılar diler, hepsini sevgiyle kucaklar.
11.si, BAÇEP ile ‘Erdek Körfezi Dayanışma Platformu’nun temel ayraçlarından birisi Erdek’te oluşumun ana ekseninin 1/ 100 binlik çevre planı ve özellikle Erdek Körfezinde yaratacağı(deniz ve hava kirliliği gibi) olumsuz sonuçlara yöneliktir.
Öncelikle belirtelim ki, BAÇEP ve GÜMÇED’in dışında 1/100 binlik planın hazırlanış süreci, aşamaları konusunda bugüne kadar Erdek ve Bandırma Belediyeleri dahil olmak üzere, yerel iktidar partileri, temsilcileri bu süreci suskunlukla hatta yaşananları Meclislerinden ve halktan gizleyerek bugüne gelindi.
Erdek Körfezi’ne dönük ilk sanayileşme adımına da Edincik altında EnerjiSA Doğalgaz enerji santrali inşaa aşaması dahil olmak üzere ilk kez BAÇEP ve GÜMÇED, çevresel endişelerini ortaya koyarak kamuoyuyla paylaştı. Erdek dahil, kimseden ‘tık’ çıkmadı.!BAÇEP ve GÜMÇED de, termik santral konusu daha yakıcı bsir sorun olduğu için refleksini pasif kıldı.
Keza, Şirinçavuş köyü mevkiinde termik santral konusunda da BAÇEP ve GÜMÇED, paydaşlarıyla birlikte ilk tepkileri ören oldu ve yatırım kararı gelişen tepkilerle durduruldu.
Edincik altında Belkız mevkiine Ro-Ro taşımacılığı için liman yapımına da ilk tepkiyi ÇED toplantısında BAÇEP ve GÜMÇED verdi.
BAÇEP’in bu bölgesel ve kentsel çevresel faaliyetleri sanayi karşıtlığı üzerinde şekillenmedi. BAÇEP; 1/100 binlik çevre düzen planının ihale edilmesinden hazırlanışına ve onayına kadar bir çok eksiklik ve yanlışlığa dikkat çekti. Ancak, BAÇEP; planlamaya karşı çıkmadığı gibi bu konuda devlet ve siyasal iktidarların geç bile kaldığına, 1/100 binlik çevre düzen planının tamamlanması sonrası 1/25 binlik ve diğer ölçekli planların hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Çünkü, BAÇEP, ekonomik ve sosyal gelişmenin, kentleşmenin plansız gerçekleşmesi tarafı olmadığı gibi tüm bu çalışmaların doğa ve insan unsurunun olayın merkezine konularak gerçekleştirilmesinin tarafıdır.
12.si, BAÇEP ve GÜMÇED, 1/100 binlik çevre düzen planıyla ilgili gelişmeleri ve yaşananları, salt Ak Parti iktidarı ile ilgili görme yanlışına düşerek, olayı bu eksende değerlendirme kolaycılığına düşerek, çevre konusunu oy devşirme aracı olarak görenlerin,halkı aldattıklarına dikkat çekiyor. Çünkü, küresel ekonomik yapılanma kapsamında kapitalizmin sanayileşme yönünde yeniden reorganize edilmesinin bugünün konusu ve sorunu olmadığının bilinciyle, ülke coğrafyasının bu amaçla yatırımlar için planlanmasının Ak Parti iktidarı ile başlamadığını görüyor.
Sanayileşmede, vahşi kapitalizmin gemlenmesi, kapitalizmin ekonomik gelişmesinde sosyal yön yanı sıra doğa ve insan unsurunun ve sağlığının gözetilmesini temel sorun olarak öne çıkarırken; küresel sermayenin ve emperyalizmin, gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmelerini engelleme yönünde başta çevreciliği felsefi ve ideolojik bir argüman olarak kullanma yeltenişine de karşı duran BAÇEP, kapitalist üretim güçlerinin ve ilişkilerinin gelişip, güçlendirilmesini kendi tarihsel ve toplumsal evriminde kaçınılmaz görüyor. Tarihsel ve toplumsal ilerlemenin, yürüyüşün sonucunu ve kaderini yine insanlık belirleyecektir. Kuşkusuz, toplum ve çevre aktivistleri, bu süreci edilgen bir anlayışla ve tutumla, kaderci bir anlayışla izlemeyecek, tarihsel ve toplumsal sorumlulukları doğrultusunda, sahip oldukları felsefi ve ideolojik anlayışları ne ise, gereğini yerine getireceklerdir.
Burada önemli olan şudur: BAÇEP, bir siyasi oluşum ya da parti değil, siyaset üstü demokratik, gönüllülük temelinde oluşmuş sivil bir insiyatif çevre ve yurttaşlık hareketidir. Doğaya ve insana yabancı olmayan hiçbir şey, BAÇEP’e de yabancı değildir. Doğaya ve insana ait hiçbir şeyi, farklı amaç ve çıkarlar için maskeleme çabası içersine girmez, bu tür yeltenişleri red eder. Her türlü ütopyaya saygı duyar ama realisttir!
Sevgiyle kalın…
Etiketler:
adnan önürmen,
baçep,
bandırma,
engin arıcan,
erdek,
erdek körfezi dayanışma platformu,
gümçed,
ocaklar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)