4 Mayıs 2016 Çarşamba

4.Mayıs.2016: Gümçed: Balıkesir Kuş Cenneti'nde kırmızı alarm!...

Güney Marmara Doğal Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Manyas Kuş Cennet'indeki kirlilik, balık miktarında azalma, göl suyunda çekilme gibi konularda araştırmalar yaptı. Araştırmanın verileri Manyas Kuş Gölü'nün kırmızı alarm verdiğini ortaya çıkardı. Her geçen gün daha da kirlendiği gözlenen Manyas Kuş Gölü'nde incelemelerde bulunan Bandırma GÜMÇED Şube Başkanı Gültekin Mutlu, Yönetim Kurulu Üyesi Can Emre ve Kuş Cenneti Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Necmi Dinç göl kirliliği ve balık azalmalarını yerinde görmek için Eğridere, Karadere ve Kuşcenneti Gölü etrafında incelemelerde bulunarak gölden ve dereden su numuneleri aldı.

Bandırma GÜMÇED Şube Başkanı Gültekin Mutlu yaptığı açıklamada, ''Bandırma GÜMÇED olarak 2015 yılından bu yana Manyas Kuş Cenneti Gölü'nde kirlilik, balık azlığı ve göl sularının çekilmesi konusunda yerel ve ulusal anlamda konuyu gündeme getirdik. Aynı zamanda bölgemiz milletvekilleri mecliste bu konularda çalışmalarda bulundular. Gölü besleyen dereler aşırı kirli olduğu için Kuş Cenneti Gölü de kirlenmiş durumda. Eğridere ve Karadere'de incelemelerde bulunarak numuneler aldık. Kirletilen dereler sayesinde Manyas Kuş Cenneti Gölü kirlenerek göldeki balıklar, kuşlar ve diğer canlılar zehirleniyor. Aldığımız su numuneleri çok kötü. Dere ve göl suyunun rengi, kokusu, içindeki yosunlar ve atıklar berbat denecek durumda. Köylülerde bu suyu mahsüllerini sulamalarda kullanıyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır Manyas Kuş Gölü'nün kirli olduğunu yerel ve ulusal basında paylaşmamıza rağmen, özellikle bu konuda önlem almayan yetkililer halen kış uykusundadırlar. Kuş Cenneti Gölü kaderine terk edilmiş. Gölün kirliliği konusunda ilgili Bakanlıklar ile birçok yazışmalar yaptık, bölge bazında yetkililer ile görüştük. Konu ile ilgili bürokratlar ile irtibat kurmamıza rağmen yetkililerin hiç birşey yapmadığını görüyoruz. Kuş Cenneti Gölü can çekişiyor, göl adeta kaderine terk edilmiş durumda. Böyle giderse yakın bir zamanda göl bitme noktasına gelecek. Ülkemizin gelecek 25-30 yılda su sıkıntısı ile karşı karşıya kalacağı düşünülürse bir an önce gölü ve çevresini kirlilikten kurtarmalıyız'' dedi.

Kuş Cenneti Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Necmi Dinç ise, '' Manyas Gölü'nü besleyen derelerin kirliliği nedeniyle Kuş Cenneti Gölü kirlenmektedir. Aynı zamanda Aksakal mahallesinde bulunan Karadere üzerindeki dere kapaklarının kapalı olması ve suyun kapakların üzerinden akmasından dolayı Kuş Cenneti Gölü'ne gelen su miktarı az olunca göldeki balık miktarında da azalma olmaktadır. İlkbahar ve Yaz sezonu boyunca derelerin üzerinde bulunan kapaklar açık olmalıdır. Gölü kirleten derelerin ıslah edilmesi ile birlikte gölü kirleten tesislere yetkililerin gerekli yaptırımları yaptırması gereklidir'' dedi.

23.Nisan.2016: Gümçed, Midye Çiftliklerini yargıya taşıyor...

Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Genel Başkanı Adnan Önürmen, sağlık, balıkçılık ve turizmi olumsuz etkilemesi nedeniyle Marmara Denizi’nde midye çiftliklerinin kurulmaması gerektiğini savundu.
Önürmen, yaptığı yazılı açıklamada, sadece Erdek Körfezi için 9 midye çiftliği kurulması talebinin bulunduğunu belirtti.
“Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan Bandırma, Kapıdağ, Erdek, Gemlik gibi bölgelerde aşırı şekilde midye çiftliği kurma talebi, denizlerin ne kadar kirlendiğinin açık bir göstergesi.” değerlendirmesinde bulunan Önürmen, dernek olarak bu çiftliklerin kurulmasına izin vermeyeceklerini kaydetti.
Deniz kirliliğinin en önemli nedeninin, suda oksijen miktarının azalması olduğuna işaret eden Önürmen, şu ifadeleri kullandı:
“Midye üretimi, denizlerdeki oksijen miktarının azalmasında baş faktör. Midye, zehirli bir besin özelliğine sahip. Kirlilik arttıkça denizlerde midye çoğalır. Midyeler suyu süzerken, suda bulunan civa, kurşun, kalay, bakır, arsenik ve kadmiyum gibi ağır metalleri de bünyelerine alır ve biriktirir. Buna bağlı olarak organ hastalıkları başta olmak üzere karaciğer kanseri, böbrek yetmezliği, beyin hasarları ve kan kanseri türlerine davetiye çıkarır. Erdek, Kapıdağ ve Bandırma üçgeninde onlarca midye çiftliği kurulması yönünde girişimler yapılıyor. Bunun sadece insan sağlığına değil, bölgedeki balıkçılığa ve hatta turizme de ciddi etkisi var. Çünkü midye çiftliği kurulacak koylar, halka ve denizciliğe tamamen kapanıyor.” 
Bu konuda ilgili kurum ve kuruluşları göreve çağırdıklarını vurgulayan Önürmen, “Kirlilik üzerinden hazırlanan Marmara Denizi’ndeki bu tür projelere kesinlikle karşı çıkılmalı. İnsan sağlığına bu denli olumsuz etkisi bulunan çiftliklere yönelik kapatma başta olmak üzere ciddi yaptırımlar getirilmelidir.” ifadelerini kullandı. 
Önürmen, bir heyetle Bandırma, Kapıdağ ve Erdek’te incelemelerde bulunarak midyenin kötü etkileyeceği unsurları içeren rapor hazırladıklarını, bu doğrultuda elde ettikleri tespitlerle yargıya başvuracaklarını bildirdi.

20.Mart.2016: Gümçed den kaçak avlanma uyarısı...

Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği Bandırma Şube Başkanı Gültekin Mutlu, Manyas Gölündeki avlanma yasaklarının 15 Mart 2016 tarihinden itibaren başladığını söyledi.
Göldeki avlanma yasaklarının 15 Haziran 2016 tarihinde sona ereceğini anımsatan Mutlu, bu süre içerisinde göldeki kaçak avlanmaya yönelik olarak göl kıyısında kurulu bulunan su ürünleri kooperatifleri ve ilgili kurumların denetimlerini arttırması gerektiğini vurguladı.
Bandırma İlçe Jandarma Komutanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren çevre koruma timinin kapatılması nedeniyle gölde yasa dışı avlanmaya yönelik denetimlerde yetersiz kalındığını öne süren Mutlu, gerekli tedbirlerin alınmaması halinde Manyas Gölü’nde her geçen gün azalan balık popülasyonunun daha da azalacağını söyledi.
Manyas Gölü çevresinde kurulu bulunan su ürünleri kooperatifleri başkan ve yöneticilerinden kaçak avlanma konusunda üyelerine yönelik denetimlerini sıklaştırması çağrısında bulunan Mutlu “Avlanma yasağı zamanlarında bazı balıkçıların, misine ağlar ve pinter ile balığın yavrulama alanlarına tuzaklar kurduğuna yönelik ihbarlar alıyoruz. Bunun önüne ancak yapılacak denetim ve balıkçıların bilinçlendirilmesiyle geçilebilir ”ifadesini kullandı.

24.Şubat.2016: Manyas Kuş Cenneti, yok oluyor...

Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Bandırma Şubesi Başkanı Gültekin Mutlu, Manyas Kuşcenneti'nin can çekiştiğini ileri sürdü.
Balıkesir Valiliği'nin başkanlığında 2 Haziran 2015’te yapılan “sulak alanlar” komisyon toplantısına katılıp çalışmalar hakkında bilgi aldıklarını ileri süren Mutlu, "Manyas Kuş Gölü hakkında verilen bilgiler bizi dehşete düşürdü. Öncelikle sunumda verilen bilgilerin tarafımıza verilmesiyle ilgili yetkililerle görüştük, ama olumsuz cevap aldık. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı'na bilgi edinme başvurusu yaptık. Bakanlık başvurumuzu 3 Temmuz 2015 Cuma günü saat 10.08’de Bandırma Orman İşletme Müdürlüğü elektronik posta adresine yönlendirmiş olmasına rağmen tarafımıza herhangi bir bilgi verilmemiştir. Biz de dernek olarak Manyas Kuş Gölü'ndeki kirliliğin boyutlarını gösterebilmek maksadıyla TÜBİTAK’a su analizi yaptırmak için başvuruda bulunduk. İstenilen paranın yedi bin liraya aşması üzerine bu işten vazgeçtik. Balıkesir Üniversitesi öğretim üyelerinden yardım istedik, onlar da bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması sonrasında sıkıntı yaşayabileceklerini dile getirerek isteksiz davrandılar. Bunun üzerine CHP Balıkesir Milletvekili ve Çevre Komisyonu üyesi Mehmet Tüm’le görüşerek ilgili bakanlıktan su analiz sonuçlarını alarak bizimle paylaşmasını ve konuyu Meclis’in gündemine getirmesini istedik. Tüm gerekli başvuruyu yapmış olup analiz sonuçlarını beklemekteyiz. Bu arada Balıkesir Valiliği Başkanlığında 29 Aralık 2015 Salı günü saat 14’te Orman ve Su İşleri Bakanlığı 3. Bölge Müdürlüğü Balıkesir Şube Müdürlüğünce, Kuş (Manyas) Gölü Sulak Alan Yönetim Planı toplantısı yapılacağı bilgisi üzerine biz de toplantıya GÜMÇED olarak katılmaya karar verdik. Yapılan toplantıda, 2008’de Balıkesir’de oluşturulan bir komisyonun “Göl Yönetim Planı” hedeflerini belirleyip 2011 Haziran ayı içinde Ulusal Sulak Alan Komisyonu'na sunduğunu öğrendik. Bu plan 16.06. 2011 tarihinde Ulusal Sulak Alan Komisyonu toplantısında onaylanarak yürürlüğe girmiştir. 2011’de 5 yıllığına hazırlanmış ve 2015’te süresi dolan Göl Yönetim Planı çerçevesinde belirlenen uygulama hedeflerinin gerçekleşmesi için kurumlar arası çeşitli çalışma dağılımları yapılmışsa da adlarını vereceğimiz kurumlar “uygulama çalışmalarını” yapmayarak Manyas Kuş Cenneti Gölü'nün kirlenmesine göz yummuşlardır. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Bandırma Şefliği uygulama hedefleri içerisinde bulunan,” Göldeki su kotunu öngörülen aylık su seviye değerlerini sağlayacak şekilde işletilmesini sağlamak” görevini 5 yıl içinde bir kere dahi yerine getirmemiştir. Yine aynı şefliğin uygulama çalışma görevleri içinde bulunan, ”6. Ana Jet Üs Komutanlığınca kullanılan Kızıksa atış sahasının, sulak alan tampon bölge sınırları dışında bir yere taşınmasını sağlamak” için 5 yıl boyunca bir kez olsun yazı yazıp istekte bulunmamıştır. İlgili birimin bayan şefi bundan tam beş yıl önce üs komutanıyla telefonda konuyu görüştüğünü söylemekten de kaçınmamıştır. 
Yine aynı birim, sulak alan merkezi kurulması için gerekli çalışmaları da yapmayarak uygulama hedeflerine ulaşamamıştır. Bir başka kurum olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı 3. Bölge Müdürlüğü Balıkesir Şube Müdürlüğü uygulama çalışmaları içinde bulunan gölde ve gölü besleyen derelerde temel su kalitesi parametrelerinin yılda en az dört kez mevsim olarak incelenmesini ve sürekli izlenmesinin yapıldığı belirtilmiş olup, bu analiz sonuçları derneğimize ve komisyon üyesi Yuva Derneği'ne de verilmemiştir" dedi. 
Manyas Kuşcenneti'nin doğu kıyısındaki çevre düzenlemesi yapılmadığını ileri süren Gültekin, "Bandırma-Balıkesir yolu Kuşcenneti sapağı ile Kuşcenneti Milli Parkı giriş kapısı arasında da çevre düzenlemesi yapılamamıştır. Özel sektöre gölün biyolojik çeşitliliğine yönelik eğitim düzenleme çalışmaları yapılamadığı belirtilmiştir. Manyas Kuş Gölü'nü besleyen derelere atık suyunu boşaltan kaç tane işletme vardır ve bu işletmelerin adları nelerdir? Arıtma tesisi bulunmayan işletme sayısı kaçtır, arıtma tesisi bulunmayan işletmelere yönelik ne gibi yaptırımlar uyguladınız? Yine arıtma tesisi bulunan işletmelerin arıtmalarını sürekli kullanmalarıyla ilgili ne gibi denetimler yaptınız, sorularını yönelttik. Üzülerek belirtmeliyim ki bu sorularımızın hiçbirine cevap alamadık. Manyas Kuşcenneti Gölü can çekişiyor. Su kalitesi kötüdür. Göl hipertrofik yani çok kirlidir. Toplam azot ve klorofil bakımından en kirlidir. Kurşun yıllık ortalamanın on katıdır. Yayılı kaynaklı azot ve fosfor kirliliği oranı yüzde yetmiştir. Gölün çevresi iki üç metre bataklıktır. Su miktarı azdır. Barajdan yeterli su gelmediği gibi Karacabey ovasını besleyen kapaklar ekili ürün olmadığı halde açılıyor. Suyun kirli, kıyının batak oluşu göçmen kuşları da olumsuz etkileniyor. GÜMÇED olarak gölümüze sahip çıkacağımızın altını çiziyor, öncelikle Bandırma’daki sivil toplum kuruluşları ile halkımızı, Balıkesir milletvekillerimizi, bölgesel ve ulusal tüm doğaseverleri bir olmaya, birlikte mücadele etmeye ve bizi desteğe çağırıyoruz'' diye konuştu. 


17.Aralık.2015: Gümçed den, trolle avlanmaya tepki...


Trolle avlanmanın denizlerde balık soykırımı anlamına geldiğini belirten GÜMÇED Başkanı Adnan Önürmen, denizlerde balık neslinin tehlike altında olduğunu söyledi.
Bursa merkezli Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED), trolle avlanmanın tehlikesine dikkat çekerek, denizlerde balık neslinin tehlike altında olduğunu belirtti.

GÜMÇED Genel Başkanı Adnan Önürmen, trolle avlanmanın denizlerde balık soykırımı anlamına geldiğini ifade ederek yeni açılan trol sahalarına tepki gösterdi. Önürmen, şöyle konuştu: “Trolle avlanmak, Marmara Denizi'nde özellikle Bandırma, Kapıdağı, Çakıl, Şahinburgaz, Karşıyaka, Erdek, Marmara, Avşa, Tekirdağ, Karacabey Boğazı ve Gemlik Körfezi'nde sualtı canlılarının yaşam alanlarını tahrip ediyor. Trol, balık üreme alanlarının yok olmasına ve çok ciddi ekonomik kayba yol açmaktadır. Yapılan tüm uyarı ve alınan önlemlerin göstermelik olduğu gibi korsan balıkçılar yasadışı trol avını rahatlıkla sürdürmektedir. Trolla avlanan balık ve karidesler rahatlıkla getirildiği limanlarda hiçbir denetimin olmaksızın pazarlara rahatlıkla getirilebilmektedir.” dedi.

Denetimler yetersiz

Belediyelerin ve ilgili kuruluşların yasak trol avını görmezden geldiğine dikkat çeken Önürmen, “Tezgahlar, hatta büyük marketlerin reyonlarında bile trol balıkları göz göre göre satılıyor. Hiçbir kurum ve kuruluşun müdahalede bulunmamasını hayretli izliyoruz. Bir haftalık bile olmamış yavru balıklar satılıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde trol nedeniyle balık türleri ve kapasitesi her geçen gün azalmakta. Tezgahlarda standartların altında tutulmuş hamsi, istavrit, mezgit, karides başta olmak üzere birçok türde balıklara rastlanmaktadır. Lüfer ise tamamen tükendi. ” diye konuştu.

28.Kasım.2015: Bandırma, Termik Santral İstemiyor...

Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Bandırma Şubesi Başkanı Gültekin Mutlu, termik santrale karşı olduklarını söyledi.


CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm ve Petrol İş Sendikası Bandırma Şube Başkanı İsmail Kayan’ın da destek verdiği basın toplantısında konuşan Gültekin Mutlu", İklimimizi değiştirecek, havamızı, suyumuzu, denizimizi ve toprağımızı geri dönüşümsüz biçimde kirletecek, sağlımızı elimizden alacak Şirin Çavuş’ta yapımı düşünülen termik santrale karşı çıkıyor ve hayır diyoruz. Öncelikle bir şeyin altını çizmek istiyorum. Dünyada ve ülkemizde enerji politikaları belirlenirken iklim değişikliğine yol açan karbon salımı göz ardı ediliyor. Yapılan uluslararası sözleşmeler ve toplantılar istenilen sonucu vermiyor. Alınan önlemler yeterli olmuyor ya da boşa çıkıyor. Karbon salımı miktarı azalmıyor, aksine artıyor. ABD ve Avrupa ülkelerine göre karbon salınımımız az olmakla birlikte, artış oranı bakımından OECD ülkeleri arasında birinci durumdayız. Karbon salınım oranı Kanada’da yüzde 20, ABD’de ise 25 civarındadır. Ülkemizde ise CO2 eşdeğer emisyonu 5.51 ton/kişi olarak hesaplanmıştır. Bu salımların üçte biri kömürden kaynaklanıyor. Yine dünyada elektriğin yüzde kırkını kömür karşılıyor. Ülkemizde ise, 2015 Haziran itibarıyla elektrik enerjisinin yüzde 14’ü ithal kömürden, yüzde 12’si linyit kömüründen, yüzde 1’i taşkömüründen sağlanmaktadır. Yenilenemeyen enerji kaynaklarının oranı ise doğalgaz yüzde otuz üç, fuloil yüzde 2, kömürle beraber yüzde 62 oranındadır. Yapılan ve yapılacak olan bu termik santraller bölge ve halk sağlığı açısından da büyük tehdit oluşturuyor" dedi.